27 Ağustos 2015 Perşembe

Aral Gölünün Sonu

ölümüne yol açan karar verilmeden önce Aral gölü dünyanın en büyük dördüncü gölüydü. 1960 lı yıllarda yöneticiler, özbekistan, türkmenistan ve kazakistan ı pamuk üretim merkezi ilan etti. bu karar aral gölü için sonun başlangıcı oldu. bölgenin kurak bir iklimi vardı. bu nedenle pamuk tarlalarının sulanması gerekiyordu. aral gölü nün can damarı olan ceyhun ve seyhun nehirlerinin suları kesilerek pamuk tarlalarının sulanması için kullanılacaktı. büyük bölümü özbekistan sınırları içinde yer alan turan ovası nda dev sulama kanalları açıldı. ilk başlarda her şey iyi gitti. özbekistan, pamuk üretiminde dünya birinciliğine kadar ulaştı. bölgenin nüfusu da 14 milyondan 27 milyona kadar çıktı. ancak kısa zamanda elde edilen kazancın ağır faturası da ortaya çıkmaya başladı. bölgedeki su dengeleri bozuldu. tarım alanlarını sulamada kullanılan küçük akarsuların birçoğu ceyhun ve seyhun nehirlerine ulaşamaz oldu. bilinçsiz sulama ve sızdıran kanallar nedeniyle tarım alanları tuzlanarak çoraklaşmaya başladı.
ceyhun ve seyhun nehirlerinin sularının kesilmesi aral gölü için de tam bir felakat oldu. yeterli su gelmediğinden göl kurumaya başladı. 20 yıl içinde, göl yüzde kırkını kaybetti. göl kıyısında bulunan bazı yerleşim yerleri sahilden 70-80 kilometre uzakta kaldı. bugün, göl ikiye hatta üçe bölünmek üzeredir.
göldeki balıkçılık ve ulaşım faaliyetleri daha 1975 yılında son erdi. gölde mineral ve tuz oranı arttığından 200 kadar canlı türü yok oldu. bugün gölde, ticari değeri olmayan birkaç çeşit balık tutulabilmektedir. gemi ve tersanelerde çalışan ya da balıkçılıkla geçinen binlerce aile de işsiz kalmış durumdadır.
göl alanının küçülmesiyle birlikte bölgenin iklimi de değişmeye başladı. göl çevresindeki ılıman iklim giderek sertleşti. yazları kısa ve kurak, kışları uzun ve soğuk geçen karasal iklime dönüştü. bölgede yılın neredeyse üç ayı kum fırtınalarıyla geçmeye başladı. bu fırtınalar gölün kuruyan yatağındaki tuzlu kumları 250 kilometre uzağa kadar taşıyabilmektedir. bu da insan sağlığı açısından büyük sorunlara yol açmaktadır. bölgede kansızlık, kanser, astım, bronşit. böbrek ve akciğer hastalıkları neredeyse 30 kat artmış durumdadır. bebek ölümü oranında ise bölge dünyada birinci sıraya yükselmiştir.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder