27 Ağustos 2015 Perşembe

Atatürk ün Fidan Dikma Sevdası !!

Atatürk ün etimesgut köyünde yaşlı bir dostu vardı. adam eski rumeli göçmenlerindendi. Atatürk le pek teklifsiz, senli benli konuşurlardı.
fidan dikme, ankara ağaçlandırma ve yeşertme merakı, atatürk ü hergün çiftliğe çekiyordu. toprakların bir bölümünde, türlü denemelere rağmen ağaç tutturulamamıştı.
Atatürk ısrarla, toprağı tahlil ettirip, çeşitli fidanları diktiriyordu. hiçbiri istenen ve beklenen sonucu vermiyordu.
Atatürk ün bu işle çok uğraşıp didindiğini ve bu yüzden çok da üzüldüğünü gören etimesgutlu yaşlı adam, birgün:
- a be paşam, dedi. zor işlerden hoşlanırsın, olmayacağı oldurmak istersin ama bu toprak kıraçtır. fidan tutmaz, niçin bu kadar zorlanırsın?
Atütürk:
-mademki topraktır, mutlaka tutacak!...diye kestirip attı.
yaşlı adam:
-benim demin topraktır dediğime bakma, diye ekledi. toprak dedimse, söz gelişi söyledim. burası toprak olsaydı; dediğin doğru olurdu. fakat bu toprak değil ki...
her düşünceye, her görüşe saygı duyan atatürk sordu:
-ya nedir öyleyse?...
-kayadır!...
-amma yaptın ha? bunca ziraat mühendisi baktı, topraktır, dediler!...
-ne dediklerini bilmem. fakat onlar habire bu toprağın yüzünde dolaşıyorlar. oysaki bu ince yüzün alt tarafı, boydan boya, düpedüz kayalıktır. inanmazsan kazdır.
Atatürk, bu cahil fakat toprağın dilinden çok iyi anlayan deneyimli adamın sözünü dinledi. toprağın değişik yerlerini kazdırdı. nereye kazma vurulduysa, otuz, kırk santim altta yekpare, sert bir kayanın varlığı anlaşıldı.
Atatürk sordu:
-neden bunu şimdiye kadar bana söylemedin?
-sen okumuşların sözüne daha çok inanırsın da ondan!...
Atatürk:
-bu sözün doğrudur, dedi. ben okumuşların sözüne daha çok inanırım. fakat bu yaşa kadar toprakla uğraşan sana da inanırım. çünkü, bu işte sen de "okumuş sayılırsın!..." dedi.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder